ağaç.
Buraya geldiğim ilk günden beri beni sürekli hapsetmeye çalıştılar.
Bu canavarın içerisine girdiğim günden beri sürekli aklımla oyunlar oynamaya çalışıyor. Henüz beni sindiremediğinin farkında.
Girdiğimden beri gerçek dünyada belki de birkaç saniye geçti fakat canavarın evrenler eden karnında benim için binyıllar geçti. Onun içindeki evrenlerin yaratılıp yok olmasına şahit oldum. Bana gerçek dünyada neler yaptığını gösterdi ve beni korkutmaya çalıştı.
Maeve'de başarılı olmuştu bu yaptıkları, o yüzden buraya çekildim çünkü. Onu bulmak için geldiğim bu uzun yolculukta canavar beni de yakaladı. Şimdi onun irademi kırarak beni de Maeve gibi sindirmesine engel olmaya çalışıyorum.
Beni sürekli birilerine hapsettiriyor. Özgür olmadığımı ve ona itaat etmem gerektiğini bana defalarca anlatmaya çalışıyor. Bilmiyor ki bunu zaten hayatım boyunca yaşadım. Onun asla erişemeyeceği dış evrendeki en güçlü iki ailenin çocuğuydum ve ikisi de beni kendilerine çekmeye ve kendi kalıplarında şekillendirmeye çalıştılar. Şimdi bunu yapanın bana kaç yüzle yaklaşırsa yaklaşsın bir kişi olması benim avantajıma.
Beni her seferinde kelepçeleyerek veya zincirleyerek kurduğu hapishanelere kapatıyor. Bu hapishanelerde sürekli bedenimi parçalayıp yeniden yaratıyor. Orijinal bedenimden ne kaldıysa çoktan yedi, bu yüzden gerçekten onun bir parçası olup olmadığımı sorgulamaya başladım.
Bir tiyatro oyununun içindeyim ve rolünün farkında olan tek kişi benim.
En azından ben öyle düşünüyordum.
Sonra bir başkasını daha gördüm.
O da beni gördü.
O bana yaklaştı. Her zaman aynı görünmüyordu ama aynıydı, hissedebiliyordum. Tıpkı benim gibi, bu canavarın asla anlamlandıramayacağı kadar güçlü bağlara sahip bir aileden geliyordu. Onun ailesi de kahramanlar ve şeytanlarla doluydu.
Onun ne bir kadın, ne de bir erkek olmadığını biliyordum zira bana iki şekilde de görünmüştü.
Daha önce de pek çok kadın, erkek ve bunların dışındaki insanlarla defalarca birlikte olmuştum ama onu gördüğümde hissettiklerim, diğerlerinin koynundayken içimde olmadığına inandığım şeylerdi.
Bunu bir tür saplantı olarak nitelendiriyorum. Belki de canavar beni bu yolla sindirecek, bilmiyorum. Yine de ona yaklaşabilsem, bir defa ona sarılabilsem yetecek gibi bana. Eğer bu bir tuzak ise, memnuniyetle üzerine atlarım.
Bir yanım bu tuzak hipotezinin doğruluğundan eminken, diğeri ise "Ya değilse?" diye soruyor.
Eğer o da benim gibi sindirilmeye karşı direniyorsa, umarım birbirimizi buluruz.
Umarım onunla birlikte bu canavarın üstesinden gelebilir ve kurtulabiliriz.
Seni seviyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder